Yirmi birinci yüzyılda, yani yeni yüzyılda çocuklara edindirilmesi gereken temel beceriler neyi, neden, nasıl öğreneceğini öğrenme ve kendini yönetebilme becerisidir.

Dünya düzeni giderek daha hızlı, daha çok görsel ve işitsel uyaranlarla dolu, sosyal medya ve diğer medya iletişim araçlarının etkisi altında ve daha karmaşık bir şekle bürünmekte. Böyle hızlı ve karmaşık bir dünya düzeninde neyi, nasıl ve neden öğreneceğine dair akademik ve psikolojik beceriler edindirmek başarıya giden en kestirme yol olarak tarif edilebilir.

Dijitalleşme ile birlikte dünya düzeni son 30 yılda daha önce hiç olmadığı kadar hızla değişti. Önceki nesiller nispeten daha yavaş bir dünyada daha az değişimin içerisinde bir iş seçer ve genellikle yaşam boyu o işi yaparlardı. Ancak yeni nesil bambaşka bir toplumsal ve ekonomik düzenin içinde yaşamakta. Onlar hemen hemen her gün dünyanın her yerinden akın eden bilgilerle, ekranlarla, trafikte, internetteki bilgi çokluğunun arasında ve sınırsız seçenek arasında kendileri için en iyi seçeneği bulmakla yükümlüler. Bu sebeple P21 ve OECD gibi çeşitli organizasyon ve projeler mevcut yeni dünya düzeninde gelecekte iş bulma, geçimini sağlama ve mutlu olmak için çeşitli temel beceriler tanımlamışlardır.

Konuya öğrenme psikolojisi ve pozitif psikolojinin penceresinden baktığımızda, yeni dünyada çocuklarımız için bırakabileceğimiz en iyi miras onlara eleştirel düşünme, öğrenmek istediğini öğrenebilme, kendisini bu doğrultuda yönetebilme, psikolojik dayanıklılık ve kendini iyi tanıma becerileri kazandırmaktır.

Öte yandan yapılan çalışmalar okul ve yaşam başarısının bir bütün olduğunu söylemektedir. Bu anlamda başarı hiçbir zaman test çöz, tekrarla, konu tekrarı yap döngüsünden geçmez. 21. yüzyılda psikolojik olarak dayanıklı, kendini yönetebilme, doğasına uygun hedefler belirleyebilme, bu doğrultuda verimli çaba harcayabilme, ortamı verimli bir şekilde yapılandırabilme, dikkatini yönetebilme becerisine sahip çocuklar yarının hem okul hem de yaşamda başarılı yetişkinleri olabilirler.